14 Temmuz 2012

S01 E09





Kilit vurdum kelimelerime, vazgeçtim sözlerden. Bulutlu bir gökyüzünde son parlayan yıldız gibi yok olup gittim bulutların ardında. Teslim ettim bedenimi geceye. Teslim ettim kendimi sese, çığlığa, nefese...

Hayata ciğerlerimizi dolduran bir çığlıkla başlıyoruz, zamanı geldiğinde de son bir nefesle, bir iç çekişle, yine sesle terk ediyoruz dünyayı. Ömür niyetine akıp giden tüm o zaman boyunca da her şeyin en dolusunu sesle yaşıyoruz, sözle değil. Umutsuzluğun kuytusunda, heyecanın ritminde, sevincin tüy kadar hafifliğinde, acının en dip noktasında, tüm duyguların o en yalın, en çıplak, en çoşkun dünyasında söze yer yok. Sözün aciz kaldığı noktada ses tercüman oluyor duygularımıza. O yüzden ne zamandır sesle anlatıyorum kendimi. Gerisinden umudu kestim. Yalnızca bir sesten, sessizlikten, bir çekimlik nefesten ibaretim.

İnsan olmak zor, yaşamın önümüze çıkarttığı tümseklerden atlamak çok daha zor. Artık sadece dünyayı seyretmek ya da ait olduğum dünyaya dönmek istiyorum. Ben; hayattan müsade istiyorum.





1 yorum:

  1. nereden geliyor bu kadar karamsarlık? bardağın boş tarafına bakıyormuş gibi hissettim kendimi .:(

    ama Regina Spektor.. bağımlıyım bu kadına.. şarkılarına.. :)

    kurtarılmaya gerek olmayan hikayenin kahramanı.. belki de kendini kurtaran kahraman olmaya başlamakta fayda vardır..

    YanıtlaSil